Toplam 88 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 10 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Gel oku gel (AŞI, AHCC VE YAPILACAKLAR)

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    30-07-17
    Mesajlar
    143

    Cevap: HPV :confused:

    Ben mümkün olduğunca az endüstriyel ürüne girme taraftarıyım. O yüzden kefir, özellikle marketlerde satılanlardan uzak durmak lazım. Probiyotik, preparatların faydalarını bilmiyoruz, o yararlı bakterilerin ne kadarı sindirim sistemine ulaşabiliyor, neler oluyor maalesef yeterli bilimsel çalışma yok. Türkiyede zaten yürütülen bir şey yok da, yurt dışında da ispatlanan bir fayda yok maalesef.

    Beta Glukan'ın yararlanımı ile ilgili bir çok farklı görüş var. Özellikle mikron ölçüleri ile alakalı. 1.3-1.6 beta glukanların günde maksimum 50mg yararlanımı olacağı diğerlerinin sindirilemediği veya faydasının görülmediği ile ilgili çalışmalar var. Immutor 100mg , kaç mikron ölçüsünde hazırlandığı ile ilgili hiç bir bilgi yok. Ben de kullanıyorum ama çok büyük bir değişim gözlemlemedim kendimde.

    Alıntı Cubar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Kesinlikle. Ancak ben uzun süredir kapsül kullanıyorum yaklaşık 1 senedir. 1 ay ara vererek NT Biotic isimli probiyotiği kullanıyorum 45 milyara yakın yararlı bakteri var. Bir süre sonra ev yapımı şeylerle uğraşma zor oluyor.

    İlla ben her şeyi kullanacağım diyenler için.

    D vitamini
    Probiyotik
    İmmutor

    Bence gayet etkili ve yeterli.

  2. #2
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    13-08-17
    Mesajlar
    234

    Cevap: HPV :confused:

    Zaten kısa vadede ne kullanırsak kullanalım faydasını göremeyeceğiz ben bunları hayatım boyunca kullandım hpv oldum mu oldum

    O yüzden yukarıda bahsettiğim gibi biraz genetik şans.

    NT Biotic'i araştırabilirsin bence bu işin Ferrarisi. Ancak tabii ki ev yapımı yaptığın kefirin içerisinde çok daha fazla yararlı bakteri var.

    Siz neler kullanıyorsunuz, yaklaşımınız benimkine çok benziyor merak ettim


    Multivitamin alıp hepsinden kurtulmayı planlıyorum ben açıkçası.

    Şu ürün bana çok başarılı geldi. Ekstra olarak D ve C vitamini kullanmak lazım bence.

    Solgar Formula VM - 75 90 Tablet | Vitaminler

    Alıntı l0laden Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ben mümkün olduğunca az endüstriyel ürüne girme taraftarıyım. O yüzden kefir, özellikle marketlerde satılanlardan uzak durmak lazım. Probiyotik, preparatların faydalarını bilmiyoruz, o yararlı bakterilerin ne kadarı sindirim sistemine ulaşabiliyor, neler oluyor maalesef yeterli bilimsel çalışma yok. Türkiyede zaten yürütülen bir şey yok da, yurt dışında da ispatlanan bir fayda yok maalesef.

    Beta Glukan'ın yararlanımı ile ilgili bir çok farklı görüş var. Özellikle mikron ölçüleri ile alakalı. 1.3-1.6 beta glukanların günde maksimum 50mg yararlanımı olacağı diğerlerinin sindirilemediği veya faydasının görülmediği ile ilgili çalışmalar var. Immutor 100mg , kaç mikron ölçüsünde hazırlandığı ile ilgili hiç bir bilgi yok. Ben de kullanıyorum ama çok büyük bir değişim gözlemlemedim kendimde.

  3. #3
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    30-07-17
    Mesajlar
    143

    Cevap: HPV :confused:

    Normal bir beslenme alışkanlığı, Türk Mutfağı içerisinde protein ve baklagilden zengin (B Vitamini ve Flavonoidleri) Salata, yani anti oksidandan zengin bir beslenme alışkanlığı ile Multivitamin kullanımı gereksiz oluyor. Zaten kullanılan multi vitaminlerinin yararı olmadığı "multi vitamin study" diye aratırsanız görebilirsiniz. Hatta uzun vadede kardiyovasküler problemlerde ciddi oranda risk oluşturduğu da ispat edilmiş. Kısa süreli kullanımda "manasız" , "ne faydası ne zararı" var şeklinde tespit edilmiş. O yüzden ben kesinlikle multi vitamin desteklerine karşıyım.

    NT Biotic'i biliyorum, hepsi birbirinin aynısı. NTP Gold vb. bunlar belirli bir formülasyona göre üretilen endüstriyel ürünler. Düşünsene, doğa da varolan bir bakteriyi bile belirli bir lab ortamında işlem görmüş formuyla vücuda alıyoruz. Genetiğimize ne kadar uygun? Binlerce yıldır, neolitik dönemden bugüne, insan bedeni bakterileri ve vitaminleri doğadan, besin yoluyla, sindirim kurallarına uygun şekilde almış. Biz son 50 yıldır, besin destekleriyle insan oğlu'nun evrimine ters biçimde bu alışkanlığı değiştirmeye çalışıyoruz. Bizim DNA'mızda, kapsüller, besin destekleri yok. Düzgün ve kuralına uygun beslenmemiz gerekir.

    Ben şuan hiç bir şey kullanmıyorum Immutor haricinde. Yurt dışından, AHCC - Kinoko Platinum aldım. Geldiğinde ona başlayacağım, ha HPV'yi çok kafama takar kurtulmak istersem ve iğne yapabilecek birisini bulursam Allokin Alpha'yı kullanacağım.

    Bunların haricinde, iyi bir REM uykusu... (Işıktan yoksun şekilde) Düzenli egzersiz, klasik türk mutfağı beslenmesi, kefir, yoğurt... Bana uyan formül, aklıma yatan bu. Bunların yanında, Krill Yağı (astaxanthin güçlü bir anti oksidan) veya EPA,DHA oranı yüksek kaliteli bir omega-3 ( New Life EPA olabilir ) desteği alınabilir.

    Anahtar kelime vücudumuz için, "Oksidatif Stres" (Ing. Oxidative Stress) bunu azaltmamız lazım. Bu da anti oksidan ağırlıklı beslenerek olabilir.

    Alıntı Cubar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Zaten kısa vadede ne kullanırsak kullanalım faydasını göremeyeceğiz ben bunları hayatım boyunca kullandım hpv oldum mu oldum

    O yüzden yukarıda bahsettiğim gibi biraz genetik şans.

    NT Biotic'i araştırabilirsin bence bu işin Ferrarisi. Ancak tabii ki ev yapımı yaptığın kefirin içerisinde çok daha fazla yararlı bakteri var.

    Siz neler kullanıyorsunuz, yaklaşımınız benimkine çok benziyor merak ettim


    Multivitamin alıp hepsinden kurtulmayı planlıyorum ben açıkçası.

    Şu ürün bana çok başarılı geldi. Ekstra olarak D ve C vitamini kullanmak lazım bence.

    Solgar Formula VM - 75 90 Tablet | Vitaminler

  4. #4
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    13-08-17
    Mesajlar
    234

    Cevap: HPV :confused:

    En mantıklısını yapıyorsun yazıda da belirttiğim gibi bana kalırsa da İmmutor , AHCC ve yeşil çay kullanımı dışında hepsi placebonun ötesi değil.


    Alıntı l0laden Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Normal bir beslenme alışkanlığı, Türk Mutfağı içerisinde protein ve baklagilden zengin (B Vitamini ve Flavonoidleri) Salata, yani anti oksidandan zengin bir beslenme alışkanlığı ile Multivitamin kullanımı gereksiz oluyor. Zaten kullanılan multi vitaminlerinin yararı olmadığı "multi vitamin study" diye aratırsanız görebilirsiniz. Hatta uzun vadede kardiyovasküler problemlerde ciddi oranda risk oluşturduğu da ispat edilmiş. Kısa süreli kullanımda "manasız" , "ne faydası ne zararı" var şeklinde tespit edilmiş. O yüzden ben kesinlikle multi vitamin desteklerine karşıyım.

    NT Biotic'i biliyorum, hepsi birbirinin aynısı. NTP Gold vb. bunlar belirli bir formülasyona göre üretilen endüstriyel ürünler. Düşünsene, doğa da varolan bir bakteriyi bile belirli bir lab ortamında işlem görmüş formuyla vücuda alıyoruz. Genetiğimize ne kadar uygun? Binlerce yıldır, neolitik dönemden bugüne, insan bedeni bakterileri ve vitaminleri doğadan, besin yoluyla, sindirim kurallarına uygun şekilde almış. Biz son 50 yıldır, besin destekleriyle insan oğlu'nun evrimine ters biçimde bu alışkanlığı değiştirmeye çalışıyoruz. Bizim DNA'mızda, kapsüller, besin destekleri yok. Düzgün ve kuralına uygun beslenmemiz gerekir.

    Ben şuan hiç bir şey kullanmıyorum Immutor haricinde. Yurt dışından, AHCC - Kinoko Platinum aldım. Geldiğinde ona başlayacağım, ha HPV'yi çok kafama takar kurtulmak istersem ve iğne yapabilecek birisini bulursam Allokin Alpha'yı kullanacağım.

    Bunların haricinde, iyi bir REM uykusu... (Işıktan yoksun şekilde) Düzenli egzersiz, klasik türk mutfağı beslenmesi, kefir, yoğurt... Bana uyan formül, aklıma yatan bu. Bunların yanında, Krill Yağı (astaxanthin güçlü bir anti oksidan) veya EPA,DHA oranı yüksek kaliteli bir omega-3 ( New Life EPA olabilir ) desteği alınabilir.

    Anahtar kelime vücudumuz için, "Oksidatif Stres" (Ing. Oxidative Stress) bunu azaltmamız lazım. Bu da anti oksidan ağırlıklı beslenerek olabilir.

  5. #5
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    30-07-17
    Mesajlar
    143

    Cevap: HPV :confused:

    Alıntı Cubar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    En mantıklısını yapıyorsun yazıda da belirttiğim gibi bana kalırsa da İmmutor , AHCC ve yeşil çay kullanımı dışında hepsi placebonun ötesi değil.

    Besinlerden çok, kendimizi düşünmemiz lazım. Şehir yaşamı hareketsizlik, bizi bitiriyor. Şeker ağırlıklı beslenme ve boş karbonhidratların dolup taştığı sofralar. (Pirinç, Gluten(Ekmek, çavdar vb), Patates (Nişasta, şeker) Hamur işleri, yüksek tuz kullanımı vb...

    Bunlar bizim sonumuzu getirecek

  6. #6
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    13-08-17
    Mesajlar
    234

    Cevap: HPV :confused:

    Bu konu içinde incelemek istersen intermittent fasting beslenme sistemini öneririm. İnsanın doğasında olduğu gibi yaşamasını öğreten bir sistem. Yaklaşık 12-16 saatlik açlık periyotlarını barındırıyor. Bu katabolik dönemde insülin ve şeker değerlerin sağlıklı seviyeye gerilerken, en önemli hormonlardan biri olan büyüme hormonu salgılanıyor.

    Doğal olarak toprağı ektikten sonra hayatımıza girmeye başlayan karbonhidratlar zaten sistemin içinde bulunmuyor. Tabi bana kalırsa birde ketojenik diyet ile birleştirilirse mükemmel sonuçlar doğuruyor.

    Mehmet Öz özellikle bu konuda çok ciddi veriler sunmuş.

    Hpv'den de anladığımız üzere bütün hastalıklar immün sistemi üzerine. Şeker ve insülin de gerekli hormonların optimal seviyede salgılanmasını engellediği için otomatikman şeker sorunu insanlığın en büyük sorunu.

    Alıntı l0laden Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Besinlerden çok, kendimizi düşünmemiz lazım. Şehir yaşamı hareketsizlik, bizi bitiriyor. Şeker ağırlıklı beslenme ve boş karbonhidratların dolup taştığı sofralar. (Pirinç, Gluten(Ekmek, çavdar vb), Patates (Nişasta, şeker) Hamur işleri, yüksek tuz kullanımı vb...

    Bunlar bizim sonumuzu getirecek

  7. #7
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    30-07-17
    Mesajlar
    143

    Cevap: HPV :confused:

    Mehmet Öz bu işlerde biraz showman konumunda... Show Business işi. Artık tıp veya bilim ile değil de insanları entertain etmeyle ilgili.

    Ketojenik diyet, kimi insanlar için riskli bir diyet tipi. O yüzden herkese önermek iyi olmayabilir.

    Bu işlerde rahmetli, Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın "Taş Devri Diyeti" kitabı en önemli mihenk taşlarından birisidir.

    Alıntı Cubar Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu konu içinde incelemek istersen intermittent fasting beslenme sistemini öneririm. İnsanın doğasında olduğu gibi yaşamasını öğreten bir sistem. Yaklaşık 12-16 saatlik açlık periyotlarını barındırıyor. Bu katabolik dönemde insülin ve şeker değerlerin sağlıklı seviyeye gerilerken, en önemli hormonlardan biri olan büyüme hormonu salgılanıyor.

    Doğal olarak toprağı ektikten sonra hayatımıza girmeye başlayan karbonhidratlar zaten sistemin içinde bulunmuyor. Tabi bana kalırsa birde ketojenik diyet ile birleştirilirse mükemmel sonuçlar doğuruyor.

    Mehmet Öz özellikle bu konuda çok ciddi veriler sunmuş.

    Hpv'den de anladığımız üzere bütün hastalıklar immün sistemi üzerine. Şeker ve insülin de gerekli hormonların optimal seviyede salgılanmasını engellediği için otomatikman şeker sorunu insanlığın en büyük sorunu.

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Design by Makay @ vBulletin Türkiye