Servikal kanser ve HPV arasýndaki bu denli güçlü baðlar, çalýþmalarý
servikal kanseri önleyecek etkin bir aþýnýn bulunmasý üzerine yoðunlaþtýrmýþtýr.
HPV aþýlarý profilaktik ve terapotik aþýlar olarak iki gruba ayrýlabilir. Çoðu virus
aþýsýnda canlý atenüe ya da inaktif virionlar kullanýlýrken, HPV’nin
çoðaltýlmasýndaki güçlükler ve daha da önemlisi virusun onkoprotein içermesi
nedeni ile bu yöntemler kullanýlamamýþtýr. HPV aþýlarý subunitler kullanýlarak
hazýrlanmýþtýr.
Profilaktik aþýda hedef HPV infeksiyonunun oluþtuðu bölgede etkin bir
immun cevap oluþturarak, oluþabilecek infeksiyonu ve reinfeksiyonu önlemektir.
Böyle bir aþý özellikle HPV infeksiyonu riski taþýyan kiþilerde oldukça faydalý
olacaktýr. Terapotik aþý ise daha önceden meydana gelmiþ bir infeksiyonun
ortadan kaldýrýlmasý ve malign hastalýðýn geliþmesi yönünden koruyucu etki
yaratmaktadýr. Bu yüzden profilaktik aþýda HPV L1/L2 , terapotik aþýda ise
E6/E7 gen ürünlerinin kullanmasý, kendilerinden beklenen görevleri yerine
getirme bakýmýndan oldukça doðrudur. Profilaktik aþýda kullanýlan antijenler
ana kapsid antijeni olarak sentezlenen, DNA içermeyen virusa benzer
partiküller ( VLP ) olup, yüksek titrede nötralizan antikor oluþturarak humoral
yanýta neden olmaktadýrlar. VLP’ler elektron mikroskobunda gerçek viruslardan
ayýrt edilemezler. Enzimimmunoassayler ( EIA ) için uygun antijenler
olduklarýndan HPV’na karþý oluþan humoral yanýtý ölçmekte kullanýlýrlar .
VLP’ler çeþitli ekspresyon sistemlerinde ( E.coli, baculovirus, sinek hücreleri ve
maya hücreleri gibi...) L1 proteinlerinin üretimi ile gerçekleþtirilmiþtir. VLP’lerin
en büyük avantajý onkogen yeteneðinde viral DNA içermemeleridir. Sýðýr
papilloma viruslarýyla yapýlan çalýþmalarda L1/L2 VLP’leri intramüsküler verilmiþ
ve mukozal infeksiyondan koruduðu saptanmýþtýr. Oral ya da intranazal
uygulamalar denenmektedir ancak henüz yeterli antikor cevabý alýnamamýþtýr,
immunsuprese hastalarda kullanýmýyla ilgili yeterli veri bulunmamaktadýr .
Faz 2 çalýþmalarý göstermektedir ki aþýlama sonrasý antikor seviyeleri, pik
seviyelerden oldukça yavaþ düþmektedir ve aþýlamadan 48 hafta sonrasýna
kadar ölçülebilir seviyelerde seyretmektedir. Hayvan modellerinde dolaþan
antikor seviyelerinin düþük olmasýna raðmen uzun süreli koruma görülmektedir
(48). Nötralizan antikorlarýn oluþmasýnýn yanýsýra VLP’ler ayný zamanda
hücresel immun cevabý da aktive etmektedirler. Yapýlan bir çalýþmada HPV 16-
L1 ile immunize edilmiþ farelerde proliferatif Th1 cevabý da geliþmiþtir .
Servikal kanserlerin etyolojisinde tüm dünyada en önemli etken olarak HPV 16
bulunduðundan ( olgularýn % 50-60’ý ) ilk HPV aþýlarý HPV 16 VLP ile
yapýlmýþtýr. Bu aþýlar tüm aþýlanmýþ kadýnlarda doðal infeksiyondan 40 katý
kadar fazla antikor oluþumuna yol açmakta; HPV infeksiyonundan, persistan
HPV infeksiyonundan ve HPV ile iliþkili CIN’den korumaktadýr. HPV aþýlarý tipe
spesifik olduðundan, diðer tiplere karþý koruyucu deðildir. Sadece HPV 16 ile
HPV 31, HPV 33, HPV 58, HPV 18 ile HPV 45 arasýnda nötralizan epitoplarýn
ortak kullanýmý sonucu çapraz koruma olmaktadýr .
Terapotik aþýlamada amaç hücresel immunitenin uyarýlmasýdýr. Aþý ile
CD4 ve CD8 hücrelerinin uyarýlmasý sonucu sitotoksisite ve sitokinler
aracýlýðýyla, viral DNA’yý integre etmiþ E6 ve E7 proteinlerini aþýrý üreten infekte
hücreler yýkýlýr. Terapotik aþý etkenle temas sonrasýnda, düþük dereceli
hastalýkta ve yüksek dereceli intraepitelyal kanserde etkili olmalýdýr. Aþýlarla
yenilmesi güç olan problemler; CIN 2/3 ve invaziv kanserlerde neoplastik
fenotiple iliþkilidir. Buna dayanarak terapotik aþýlamada cevapsýzlýk ile tam ve
tama yakýn iyileþmeye kadar çeþitli sonuçlar elde edilebilir.
Ýnsan hücresel proteinleri ile benzerlik göstermedikleri için kuramsal olarak
otoimmun yanýtý tetikleme riskleri yoktur .
Çeþitli tipte terapotik aþýlar mevcuttur. Viral vektör ( Adenovirus, adenoasociated
virus ve alfa virus ) aþýlarý, bakteriyel vektör ( Listeria, Salmonella ve
BCG ) aþýlarý, peptid-protein aþýlar, Nükleik asit ( DNA, RNA ) aþýlarý ve
hücresel aþýlar (dendritik hücre ve tümör hücre kaynaklý) tanýmlanmýþtýr .
Yapýlan aþý çalýþmalarýnda dikkate deðer bir yan etki saptanmadýðýndan ve
yeterli koruma saðladýklarýndan, I. jenerasyon profilaktik aþýlar geliþtirilmeye
baþlanmýþ durumdadýr.
Glaxo Smith Kline’ýn bucalovirus rekombinant teknolojisi kullanarak
geliþtirdiði aþý (Cervarix) , HPV 16 ve 18 L1 VLP tiplerini içermekte olup
09.06.2006’da FDA tarafýndan onaylanmýþ olup 55 ülkede uygulanmaktadýr.
Faz 3 çalýþmalarýnda Kuzey Amerika, Latin Amerika, Asya ve Avrupa’da
18.000’in üstünde kadýn aþýlanmýþtýr ve 27 aylýk takip süresi içinde yeni
infeksiyona karþý % 92, persistan infeksiyona karþý % 100 koruma saðlamýþtýr.

Merck&Co.,Inc’ýn rekombinant maya teknolojisi esaslý Gardasil adlý HPV
6, 11, 16, 18 tiplerini içeren L1 VLP aþýsý ise kuadrivalan bir aþý olup piyasadadýr.. Bu aþý ile 33 ülkede 25.000 kadýn aþýlanmýþ ve aþýnýn
persistan infeksiyonu önlemede % 100 etkili olduðu gösterilmiþtir. Ayrýca Villa
ve arkadaþlarý çalýþmalarýnda 15-26 yaþ arasýndaki 12.000 kadýný aþýlamýþ ve
HPV 16/18’e karþý CIN I /CIN II geliþimini de % 100 önlediðini göstermiþtir .
Gardasil 15.01.2007 ruhsat alýp ülkemizde satýþa sunulmuþtur.
CDC’nin Ýmmunizasyon Komitesi’nin önerilerine göre HPV aþýsý 3 doz olarak
ve ikinci ile üçüncü dozlarý ilk dozdan 2 ve 6 ay sonra yapýlmalýdýr. Virus her
kadýnda infeksiyona ve buna baðlý olarak kansere neden olabildiðinden HPV
aþýsý için bir risk grubu söz konusu deðildir. Hedef 9-26 yaþ grubundaki her
kadýnýn mümkünse ilk cinsel iliþkiden önce, deðilse mümkün olan en kýsa
zamanda aþýlanmasýdýr . Aþý tüm HR HPV tiplerini içermediðinden
aþýlanan kadýnlarýn da rutin smear takiplerini yaptýrmalarý gerektirmektedir.
Aþýnýn erkeklerde HPV’na baðlý penil ve anal kanserlerde etkili olabileceði
düþünülse de henüz bu konuda yeterli çalýþma yapýlmamýþtýr, aþýnýn
gebelikte kullanýlmamasý önerilmektedir.

Yard.Doç.Dr Levent TÜRK (Dr. Medusa) Muayehane: Küçük Langa Caddesi, No:30 – 12 YENÝKAPI/ ÝSTANBUL 0505 600 40 10 – 0212 586 81 80 Mail: drleventturk@gmail.com