Hpv ve doktorlarin görüşü

Değişik ve değinilmesini önemli bulduğum bir konu ile karşınızdayım. Kendimin başına 1 kere gelmiş olmasından çok, e-mail atan sizlerin hikayelerinden çıkardığım bir sonuç bu: ”doktorlardaki hpv umursamazlığı”. Nedir bu? diyeniniz olacaktır.

Blog’da mail atan herkesin mailine cevap veriyorum ve uzun sohbetler yaptığımızda oluyor, bu arkadaşların doktor süreçleri hakkında da haberdar oluyorum. Ama üst üste iki kez aynı şey ile karşılaştım. 2 farklı kişi, 3 farklı doktora gidiyor ve birçok doktor: ”hpv ya..Üç kişiden birinde olan bir şey”, ”sende siğil var düşük risklisindir sen” diye olayı basite indirgiyor. Hpv’nin doktorlar tarafından çok önemli bir şey değilmiş gibi önümüze sunulması hoş bir şey değil.

Ben kendi doktorumu tenzih ederek konuşuyorum, zira kendisi ne sorunu haddinden fazla büyüten ne de küçümseyen bir insan ancak, hpv’nin herkeste olması ya da yaygın olması onun basit bir virüs olduğu anlamına gelmez. Arkadaşıma doktorun verdiği cevap ”2-3 yılda yenersin” . Paşama bak.. Gerçekten empati yapılmadığı o kadar belli ki.. 3 yıl ne abi? 3 yıl insan hayatında ne büyük bir kayıp bilir misiniz? 3 yıl boyunca bu insan gerek taşıyıcı gerek bulaştırıcı olarak yaşayacak, sürekli bağışıklık sistemini maksimum düzeyde tutması, minimum stres ve hayatına birini almaması ya da alamaması(!), epilasyon yönteminde jilet ya da ağda türevi bir şey kullanamaması ve sürekli doktor kontrolünde olup gerek 3 ay gerek 6 ay smear yaptırması, rahim agzında oluşabilecek hücre değişiminde operasyon geçirecek olması, doktorlar tarafından ne kadar da küçümseniyor.

Elbette kanser riski düşük hpv tipine sahip olunması iç ferahlatıcı bir şey ama bu bile aktif lezyon/siğil oluşumu yarattığı için kişiyi rahatsız ediyor, tam tabiriyle ”hpv pozitif olduğu yüzüne yüzüne vuruyor”, bu nedenle bir çok kişi ve ben de, siğil çıkınca hemen yok etmek isteriz, tekrar siğil çıktığında da yıkılırız(ilk zamanlar) çünkü o siğil, biz unutmak istesekte bize ”hala hpv pozitif birey” olduğumuzu hatırlatır. Ayrıca bende de siğil çıkmıştı ancak yüksek kanser riskli tipine sahibim. Yani evet siğil çıkması %50 düşük riske sahip olduğunu gösterir ancak diğer %50 yi bilemiyorsun.

Ben ilk 1 sefer jinekologa sonra dermatologa gitmiştim, iyi bir doktordu ama pap smear ile birlikte jinekologa yönelmem gerektiğini farkettim ve ilk jinekologum rezalet bir doktordu. Biraz asabi ve umursamaz bir tipti, kadın jinekologlara bu nedenle ön yargılıyım. Kendisine ilk siğilimi gösterdiğimde ”mikrop kapmışsındır” diyip geçmişti şaka gibi ama evet. Fakat biliyordum farklı bir şeydi bu. Sonrasında şu anki jinekologum olan doktoruma geldim ve hala da onunla devam ediyorum, fakat olayın ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını fark ettim, kanser riski süreci geçirerek. O rezalet doktor bile, ”belli olmaz siğil yapıp yüksek riskli olan da çok var” demişti, inanmak istememiştim yüksek riskli olabileceğime ama… Evet 2 hafta sonra yaptırdığım hpv genotipleme testinde yüksek riskli hpv tipiyle karşılaşana dek.

Hpv tip 16, 18, 45 ve 31 tehlikelidir ve kanser yapabilir farketmeden, sürekli kontrol gerektirir sürekli. Siğil belki sağlık açısından çok çok önemli değildir ancak psikolojik ve hayat kalitesi anlamında o da önemlidir.

Israrla söylüyorum:

HPV’NİN ÜÇ KİŞİDEN BİRİNDE GÖRÜLMESİ, HPV’Yİ BASİT BİR VİRÜS YAPMAZ!